Hayatın en güzel anlamıdır paylaşmak...

Zamanı..Dostluğunu...Gülümsemeni...Evini..Sevgini..Bilgini..Fikirlerini...Emeklerini...

Paylaşmak gerek hesap kitap yapmadan, egolara yenik düşmeden, herhangi bir karşılık düşünmeden paylaşmak gerek...

çünkü paylaştıkça çoğalacaktır Sevgiler..!

30 Nisan 2010

Yeni ismime de bu yakışırdı!!!!

Bu tepsi çok önce yapılmıştı ama böyle isim bulunca, ona uygun bir obje eklememek olmazdı:)))
Tepsinin dış yüzeyini yeşil, içini beyaz boyadım. Çilekleri peçeteden kestim. Puantiyeleri ise  fırçanın sapı ile yaptım. Vernik atılmadı hala...






Atölye Kedi' nin bana harika bir pakette gönderdiği peçete sayesinde bir tatil çerçevemiz oldu.  Önce zemini lacivert boyadım, sonra kenar çizgilerine bildiğimiz klasik beyaz mumlardan sürdüm. Mumun üzerinden tekrar beyaz boyayıp, bulaşık teli ile mum sürdüğüm yerleri biraz kazıdım. Desenleri de tek tek kesip yapıştırdım. Sonra bilgisayarda kayıtlı Gümüşlük hatırasının çıktısını,  ortadaki küçük kareye uygun ölçülerde printerdan  aldım. Resmin kenarlarını yakarak şekil verdim ki eskitmemiz görünsün:)) Böylelikle vernik bekleyenler grubunda o da yerini almış oldu...








Dekopaj kağıtları

Her telden dekopaj kağıtları benden size hediye... Her telden ekledim buraya , her tarzın daha çoooook  devamı var. Çözünülürlüğü çok iyi olanları seçtim, yazıcıdan çıktı alıp kullanabilirsiniz. Haydi kolay gele!!!!


Resimleri büyütmek için lütfen resme tıklayınız!





























28 Nisan 2010

KALPLİ KUTU




Bu da farklı bir tarz boyama. Bir kitapta farklı renkte ve farklı bir objeye yapılmıştı. Ben biraz boyutlu boya ile ilaveler yaptım.  Zaten klasik one stroke lardan daha çok beğeniyorum decorative painting denilen tarzı! Bir de  yapması gerçekten çok kolay !Yakın çekim desenini de ekledim. Gerçekten deneyin, ne kadar kolay anlayacaksınız :)))


Şimdi karabikim, güller nasıl yapıldı diye sormuş. Bugüne kadar eklediğim tüm çalışmalar, benim geçen yıl yaptıklarım. O zaman, blog yapma fikri olmadığı için, objelerin yapılış aşamalarını görüntülemekte hiç aklıma gelmedi. Gerçi hangi boyaları kullanıyorum onları anlattım biraz. Ama bundan sonra yaptığım tüm çalışmaları, aşama aşama fotoğraflayarak eklemek istiyorum . Madem hiçbir ticari kaygısı olmayan, sadece ilgilenen arkadaşlar için bir paylaşım olsun dedim, hakkını vermem lazım!!
Şimdi ben de madem foto yok, kitaptan tarayıp eklerim  dedim. Kitabı bulunca tabi ben daldım içine. Uzun zamandır bakmıyordum, unutmuşum. Göz gezdirirken de aklıma gelen şeyleri sizlerle paylaşmak istedim. Hemen sayfayı yenileyip bunları ilave ettim. Şöyle ki:

 Sevgili Didem Balcı'nın iki kitabı var bende, çok beğeniyorum tekniğini ve anlatımını, hoş sadece bir tek desenini uygulayabildim ama okumayı ve seyretmeyi ben galiba daha çok seviyorum:)) Kendisi de kitabında söylemiş, Donna Dewberry' nin tekniklerini çalışarak hazırlamış kitabını.   Didem Hanım aşağıda da eklediğim şekliyle yapmış, bir güzel de anlatmış. Ben ise kalpli kutuda boyadığım  renklerde ve boyutlu boya  ilaveleriyle yaptım. Aşağıdaki kutuda da olduğu gibi hepimiz, kitap, dergi, resim ya da internetten gördüklerimizi kendi gördüğümüz renklerde, kendi elimizin gittiği tarzda uygulamıyor muyuz? Kısacası bir çoğumuz bir yerlerden illaki esinlenmiyor muyuz? Şimdi,  herşeyden önce, tamamen el boyaması olmasına rağmen, kitaptan görüp yaptığım bu kutu , tasarım mıdır? Değilse, o zaman  sanatçıların yaptığı hazır resimleri alıp,dekopaj, transfer gibi tekniklerle kullanmak, üstünede yine piyasada herkesin bulabileceği, eskitme, çatlatma, stencil gibi  klasik malzemeleri uygulamak ne ola ki? Merak ettim sadece!!!











Şimdi gelelim Didem ile Tek Darbe kitabında anlatılanlara . Bir bakın bakalım, güller nasıl yapılıyor ?  Bir de fotoğraflarla ne demek istediğimi belki daha rahat ifade edebilirim. Acaba kafama takılanların, sizde bir cevabı var mı? Gerçi karabikim sorduğuna, soracağına pişman olmuştur ama napim sizlerin fikirlerini de merak ettim:))


Kitaptaki kutu










Fotoğrafları tıklarsanız,resimler büyür ve siz de nasıl yapıldığını daha rahat görebilirsiniz.

27 Nisan 2010

GÜL DESENLİ ONE STROKE KUTU

Yine geçen yıl bir dergiden çıkan cd' yi izleyip aaa ben bunu yapabilirmiyim acaba diyerek uyguladığım ama   bitirince de  yine bir ikincisi yapılmayan tek ve ilk gül desenli one stroke çalışmam. Çok kötü bir özellik farkındayım ama yaptığım şeylerden eğer birisi özellikle onu istemezse , bir ikincisini yapamıyorum.  Şimdi de bir tepsinin alt zeminini boyadım yaklaşık bir aydır bekliyor ama ona da menekşe çalışmak istiyorum. Başlayabilirsem inşallah onu da eklerim...






25 Nisan 2010

Çatlatma

Geçen yıl yaptığım, içi bölmeli takı kutuları, sehpa ve çeşm-i bülbül.Hediye etmeden önce cep telefonuyla çektiğim için görüntüler biraz kötü. Yeniden de çekemedim, çünkü hiçbiri bende değil! Ama fikir olur diye hepsini birlikte ekledim,çünkü kullanılan teknikler aynı.



Kutu





Altın yaldız boyama üstüne kahverengi örümcek çatlatma.

 
















Çeşm-i Bülbül


Altın rengi boyama üzerine kahverengi örümcek çatlatma.


Kutu






Gümüş rengi  boyama üstüne lacivert örümcek çatlatma.










Sehpa

 


Sehpanın ayakları, altın boya üzerine bordo örümcek çatlatma,
 tepsisi ise bordo boyama üzerine bordo örümcek çatlatma.



23 Nisan 2010

Yağlı boya tablolarım

Bundan 5 yıl önce, yağlı boya resim yapan ve satan bir yerin  önünden geçerken, içeri bir anda girmemle başladı benim boya yapma hikayem. Orda bir amca vardı, ben resim yapmak istiyorum ama yağlı boya hakkında hiçbir fikrim yok dedim. O da sağolsun bana, boyaları ve fırça çeşitlerini gösterdi, yağlı boya nasıl kullanılır anlattı bir güzel. Bir saat kadar sonra ben elimde tuvaller, boyalar, fırçalar evdeydim.









Deniz ve gökyüzü benim yaptığım ikinci tablom. İlk yaptığım tabloyu kaldırmışım bir yerlere bulamadım. Bu iki tabloya İstanbul' daki kardeşim el koymuştu, hafta sonu hazır ordayken en azından fotoğraflarını aldım bende...









Kayıklarda dördüncü yaptığım resim.   Tabloların ilki ve sonuncusu bende sadece. Hoş, zaten toplam 6 yağlı boya resim yaptım. Yani malzemeleri alıp eve gelince  arka arkaya bunları yaptım ve her zamanki maymun iştahımla bu macerada orda bitti. 5 yıldır bir daha hiç yağlı boya yapmadım. Belki de en doğrusu oldu bilmiyorum:)) Herkesin ama özellikle Sevgili Mualla Hanımın yorumlarını  merakla bekliyorum.

20 Nisan 2010

Çocuk Masa ve Taburesi...

Oğluma yaptığım masa, tabure ve kalemlik.
Buradaki tüm resimler dekopaj. Ama yazıları,  (fizik formülleri ve simgelerinden anlaşılacağı gibi!) ben yazdım.  




















Kaşıklık olarak satılan ham objeyi, kalemlik olarak daha rahat kullanıyoruz.


14 Nisan 2010

Evimden...


KOLTUKLAR

Aşağıdaki koltuk, bizim ilk evlendiğimizde aldığımız koltuk takımından. Eşim ve ben hiç beğenmiyorduk,  kötü bir kumaşı ve deseni vardı. Gerçi fotoğraftan da anlaşıldığı gibi ilk göz ağrımız quark, çok severdi onları. İşte bu koltuklarda, koltuk almak isterken, aynen yatak odasında olduğu gibi,  baktık ki, beğendiklerimiz şekil olarak bizimkilerden farklı değil. İşte o zaman da, koltukların  kumaşı değişti, ayakları boyandı ve yenisini almaya gerek kalmadan yenilendi. Ama bunu ben yapmadım!      http://www.burmosan.com.tr/   yaptı. 5 yıldan fazla oldu değişeli ama o kadar iyi yapmışlar ki eskimiyor bir türlü!

Eski hali 



  Yeni görüntü...
 
 



TV ÜNİTESİ

Aşağıdaki üniteyi de o zamanlar ben tasarlamıştım. Yamuk olan rafı, onlar yapmak için değil ama, ben anlatabilmek için çok uğraşmıştım. Bu şekilde 5 yıl kullandık. Ama tv ünitesinin rafları, taşınırken söküldü ve yeni evde  biz montajını yapana kadar, çocuklar sağolsun, yamuk rafını kırdılar.


Eski hali...

 


Ben de ikisini ayak, diğer kırık parçayı da üstüne tabla yaparak, sehpaya dönüştürdüm. Bu sehpa sayesinde tüm salonun şekli değişti ama yukarıdaki resimde de gördüğünüz gibi, çok güzel bir okuma köşemiz oldu.


 


 Aslında iyiki kırmışlar diyorum :)) Çünkü kırılan rafın diğer parçası da tv nin altında, bir türlü kapatmayı başaramadığımız kablo kalabalığını örttü.





Yine yukarıda ünitenin eski  hali fotoğrafında  , kahverengi kutu gibi görünen parçalar, o dönemki  tüplü televizyonun arkasındaki kötü görüntüsüyü yok etmek için yapılmıştı. Daha sonra televizyon değişince, kutular boşa çıktı. Tabi ben yine atmadım! Yapı marketten, üniteye uygun dört tane ayak alıp taktım ve onlarda dvd ile plaklara raf oldu.





AYAKKABILIK

Eski hali...



Bu bizim ayakkabı koymak için  aldığımız bir dolap. Zaten yeni evde hazır takılmış siyah büyük vestiyer vardı. Bizim ayakkabı dolabına ihtiyacımız kalmamıştı ve dolapta ilk alındığı günkü gibi yeniydi,yıpranmamıştı ama bu defa da rengi uymuyordu. Ben naptım? Tabi ki boyadım...



Yeni görüntü...








   Büyük parçalar siyah olunca, girişe renk vermek lazımdı. Siyah renk, beyazdan sonra  en güzel uyumu kırmızı  ile sağladığı için,
önce düz camdan olan vazo kırmızı boyandı, sonra da bu puf eklendi oraya hemen. Mağazalarda oldukça pahalıya satılan bu pufu, mahalle arasındaki koltuk tamircisine tarif ettim ve kırmızı deriden 100 Tl. ye yaptırdım.